CIĞERCI ALTAN ESKI ADALARI ÖZLÜYOR…
Altan Sönmezler, “Eski Adalar”ın en canlı tanığı. Büyükada çarşı içinde bulunan ciğerci dükkanı da yıllara meydan okuyor. Bu nostaljik mekana gelen insanların ortak özelliği ise yalnızca müşteri sıfatını taşımamaları. Kimisi “Altan Abi” ile sohbet etmek için, kimisi Ada’nın göbeğinde olan bu dükkanda biraz mola vermek için, kimisi de hem alışveriş yapmak hem de sakatatları pişirme yöntemlerini sormak için Altan Sönmezler’in yanında. Biz de mekanın sahibini daha yakın tanımak için buradayız.
Altan Sönmezler ve oğlu Hakan Sönmezler’in misafirperverlikleri sohbetimizi kolaylaştırıyor. Mekan önünde yaptığımız söyleşiye Altan Sönmezler’in hayat hikayesini sormakla başlıyoruz.
“Pederim Raşit Bey İkinci Dünya Harbinden önce, 1938’de Arnavutluk’tan Büyükada’ya Ağabeyinin, yani amcam Sadık’ın yanına gelmiş ve bir daha doğduğu topraklara dönmemiş. Çünkü döneceği sırada İkinci Dünya Harbi patlak vermiş. Böyle olunca annem Bahriye’yi de yanına getirmiş ve hayatlarını burada sürdürmüşler. Ablam Arnavutluk’ta doğmuş ben ise 1943 Büyükada doğumluyum. Dört kız bir erkek olmak üzere beş kardeşiz” diyor ve ekliyor.
“Ben de babam ve annem gibi Büyükada’yı çok sevdim ve burada hayatımı kurdum. 1965 senesinde Peder’in Yalovalı işçisiyle evlendim. İki çocuğumuz oldu; biri kız biri oğlan. O zamanlar okumak zor olduğu için orta ikiden sonra okumadım, bu dükkânda babamın yanında çalıştım, harçlığımı çıkardım. O zamanlar gümüş elli kuruşluklar vardı. İşte o elli kuruş ile hem sinemaya gider, hem dondurma, çekirdek ve gazoz alırdım. Paranın bir değeri vardı. Hayat bugünkü gibi zor değildi. Babam her sabah anneme ufak bir para bırakırdı, annem bu parayı aramızda bölüştürürdü. Çok rahat geçinirdik, mutluyduk…”
ÜNLÜ FUTBOLCULARLA OYNADI
Altan Sönmezler Büyükada’da ciğerciliği kadar futbolculuğuyla da tanınıyor. Tam 25 yıl Adalar takımında top koşturdu.
“Lefter Küçükandonyadis, Kostas Kasapoğlu, Galatasaraylı Uğur Tütüneker, Kadir Aytaç ve daha birçok futbolcuyla top oynadık Ada’da. Lefter bu adanın çocuğu. Onunla çok yakındık, arkadaşlık yaptık, top oynadık. Kedileri, köpekleri, hayvanları çok severdi, çok hassastı. Bir kediyi ya da köpeği dükkan önünden kovamazdık; Çünkü Lefter çok kızar, kırılır, küserdi bize.”
Sönmezler, bizi eski zamanlara, özlediği o “Eski Adalar”a götürüyor:
“Eskiden insanlar birbirlerine misafirliğe giderlerdi. Valide ve Peter beni alır Maden Mahallesi’nin en sonuna yürür, misafir olurduk eşe dosta. Televizyon geldi, başka şeyler geldi ve bu güzellikler yok oldu. Eskiden herkes herkesi tanırdı, samimiyet vardı. Bugünden daha güzel, daha moderndi hayat. Vapurlarda kağıt oynanır, derin sohbetler yapılır, kadınlar örgülerini örerdi huzurla. Ada’nın farklı gelenekleri de vardı. Hanımlar İstanbul’dan gelecek beyleri için şık giyinir iskelede karşılama yapardı. Akşamüstü de genç kızlar giyinir, genç erkeklerle karşılıklı oturur tanışırlardı. Şimdi bu güzellikler yok. Eski adayı da, eski İstanbul’u da, eski insanları da özlüyorum” diyor ve şöyle devam ediyor:
“Yaşamın tüm yönleriyle bugünden güzeldi. Üretim vardı ve hayat böyle pahalı değildi. Balık çoktu, oltamızı attığımızda bir teneke balık tutardık. Şimdi balık da yok, hiçbir şeyin tadı tuzu yok. Eskiden güne uyandığımızda acaba bugün ne olacak, ne olacağız soruları yoktu, belirsizlik yoktu ve huzurluyduk. Peder beş çocuğuna harçlık verip okula gönderirdi, para artardı bile. Şimdi ne bereket var ne başka bir şey. Nasıl söyleyeyim, eskiye dair her şeyi özlüyorum.”
CİĞERCİLİK…
Adalar’daki eski ciğerciler kapandı ancak Altan Sönmezler’in dükkanı “Adalar Ciğercisi” yıllara meydan okuyor, direniyor. Sönmezler, eski İstanbul lezzetlerinden bumbar ve dalak dolmasının, külbastısının unutulduğu gibi sakatat yemeklerinin de unutulacağından yakınıyor.
“Eskiden insanlar sakat eti daha çok yerlerdi; Kışın kelle paça, işkembe; yaz-kış ciğer… Ama şimdi yeme alışkanlıkları da değişti. Sağlıklı yiyeceklerin yerini hazır döner, hazır köfte, pizza gibi yiyecekler aldı. Oysa kaliteli bir ciğer hazır yemekten çok iyi. Kolesterol yapıyor diyenler var ama ben 80 yaşındayım, böyle bir sorunum yok. Dengeli yemek her gıda için geçerli, az, öz ve kalitelisinden tüketmeli…” diyor ve ekliyor.
“Kirada olsaydık çoktan dükkan kapanmış ve bitmişti işimiz. Mekan bizim olduğu için ayakta durabiliyoruz. Beş altı yıldır oğlum Hakan buraya bakıyor. Çalışmaya alıştığım için ben de devamlı buradayım, gelen gidenle sohbet ediyoruz, Adalılarla oturuyoruz. Yılların dostluklarını burada kazandım.”
Yalnızca Büyükada’nın değil, tüm adaların yegane ve ünlü Adalar Ciğercisi Maden Mahallesi, Şehit Recep Koç Caddesi, No 12’de.