NİKO MUNDİNİN MİRASINI YAŞATIYOR
Büyükada Çarşısı’nda bulunan ve kendine özgü lezzetleriyle nam salan Büyükada Pastanesi geçmiş ve bugün arasında bir köprü adeta. 1960’lı yıllarda Niko Mundi tarafından açılan pastane, uzun yıllardır Karayaprak Ailesi yönetiminde. Ustası Niko’nun mirasını yaşatmaya çalışan Hüseyin Karayaprak ve Ailesi, Adalılara ve ziyaretçilerine benzersiz tatlarla hizmet vermeye devam ediyor.
Hüseyin Karayaprak Erzincan doğumlu. Daha iyi bir yaşam umuduyla Erzincan’dan İstanbul’a göç eden işçi ailenin sekiz çocuğundan ikincisi. Ailesine destek için çok küçük yaşlarda ekmek parasını çıkarmak için fırınlarda çalıştı.
“Babam Demir Çelik Fabrikası işçisiydi. İstanbul şartlarında okuma imkanımız yoktu. İlk okuldan sonra okulların önünden geçemez hale geldim; çünkü okuyamadığım için çok üzülüyordum” diyen Karayaprak, İstanbul Kartal’daki fırıncı ustası Ahmet Bey’in tavsiyesi üzerine, 1978’de Büyükada’ya gelerek Niko Mundi ile tanıştı, Büyükada Fırını’nda çalıştı. Kısa sürede işi tüm yönleriyle kavrayan ve Ustasına kendini sevdirten Karayaprak, Niko’nun sağ kolu oldu. Birlikte pasta yaptılar, kısa sürede pastanenin ismini dünyaya duyurdular.
“O zamanlar Niko Mundi’nin pastanesinin ismi Büyükada Fırını idi. Saat Meydanı’nda bulunan, bugünkü Dolci Pastanesi’nin yerindeydi. Mekan 1990’da devredildi. Böyle olunca da seyyar satıcılık yaparak börek poğaça satmak zorunda kaldım. Bir yılın ardından da ise Çarşı içindeki yufkacı dükkanını satın aldım ve eski işim olan pastacılığa devam ettim. Niko Usta bize madden ve manen destek oldu ve buraya Büyükada Pastanesi ismini verdik.”
Hüseyin-Nevruz Karayaprak çifti, üniversite mezunu Emre ve Eray oğullarıyla birlikte bu değerli mirası daha da büyüterek bugünlere getirdiler. Tarihi Pastane’de söyleşi yaptığımız Hüseyin Karayaprak, babası gibi gördüğü Niko Mundi’nin hikayesini anlatıyor.
“BABA VE OĞUL GİBİYDİK”
“Niko Baba Büyükadalıydı. Babasının ismi Sitati, annesinin ise Kalyopi idi.
Baba Sitati, şu anki Saray Fırın’ın yerinde olan Yamalaki’de hamur işlerinde çalışmış. Oğlu Niko, Büyükada Fırını’nı açınca baba Sitati de oğlunun yanına geçip orada çalışmış.
Niko ise pastacılığı, o zamanlar Princess Otel’in altında Hanımeli Pastanesi’ni çalıştıran Bayan Ortans’tan öğrenmiş ve pastacılığı böylece meslek edinmiş. Oradan ayrılıp askere gitmiş. Askerlik dönüşünde ise Beyoğlu’nda Glorya Pastanesi’nde ardından da Gümüşsuyu’ndaki Park Otel’de çalışmış. Büyük bir mesleki birikimle Büyükada Fırını’nı açmış. Ustam aslında sadece pastada değil, çikolatada, yemek yapımında çok iyiydi. Her şeyi el emeğiyle yapardı. Türkiye’de onun gibi bir usta bulmak oldukça zor. Çünkü şu an her şeyi makineler yapıyor ve elle yapım gibi lezzetli olmuyor.
Niko, 1990’nın başında Bayan Vartühi ile evlendi. Dükkanın devrinin ardından kışlarını Yunanistan’da yazlarını ise Ada’da geçirirlerdi. Eşi Vartühü, ondan önce 2008’de öldü.
Niko ise yaşadığı kalp ameliyatının ardından altı yıl yatağa bağımlı yaşadı. 20 Ağustos 2014’te, 85 yaşında hayata gözlerini yumdu. Onun isteğiyle cenazesini Yunanistan’dan Büyükada’ya getirildi. Mezarı Büyükada Kabristanı’nda. Özel günlerinde, ailecek mutlaka mezarını ziyaret ederiz.”
Hüseyin Karayaprak, Niko ile olan sevgi bağlarını da şu sözlerle anlatıyor: “Rahmetli Ustam ile baba ve oğul gibiydik. Eşim Nevruz’u da kızı gibi çok severdi. Çocuklarımız onun yanında büyüdüler. Niko, onların dedesi oldu. Birlikte yürüyüşe, denize, alışverişe giderlerdi. Biz Pastaneyi devraldıktan sonra da Niko ile hiçbir zaman ayrılmadık, ihmal etmedik. Vefatından bir gün önce de telefonla görüştük, sesi iyi gelmiyordu… Ölüm haberi hepimizi çok üzdü.”
Karayaprak, “eski Ada”ya özlemini de dile getiriyor Niko Ustası’nı anarken.
“Eski Ada, eski hayatlarımız çok farklıydı; küçük, tatlı bir kasaba hayatı vardı, ilişkiler samimiydi. Gerçek esnaf vardı, yufkacısı, peynircisi, yumurtacısı, bakkalı, halıcı her şeyi ayrıydı. Ada esnafı Adalı gençlere iş verirlerdi, yanlarında beş altı kişiyi çalıştırırlardı. Gazeteler, ekmekler evlerin kapılarına bırakılırdı. Hayatın tadı çok farklıydı. Oysa bugün öyle mi? Zincir marketlerle küçük esnafı bitirdiler. İlişkiler değişti…”
LEZZETLERİYLE NAM YAPTI
Büyükada Pastanesi’nin kapısından içeri girince birbirinden lezzetli tatlar, hoş kokular karşılıyor bizi. Pastanede çeşit çeşit kurabiyeler, börekler var. Kremalı ve patlıcanlı milföy börekleri, eski İstanbul poğaça çeşitleri, sakızlı, tarçınlı, anasonlu, portakallı ada kurabiyeleri , lokumlu kurabiyeler, özgün Paskalya pastaları, kek çeşitleri… Çoğu tarif de Niko Usta’larından miras.
Haber: Aysel Kılıç