DEMİRCİ USTASI İBRAHİM ÇELİK, HRİSTO VİGLİ’NİN MİRASINI YAŞATIYOR
Büyükada’daki atölyesinde 54 yıldır ustası Hiristo Vigli’nin mirası demirciliği sürdüren İbrahim Çelik, “Okul okumaya imkanımız olmadı ama insani yönüyle ve mesleğiyle mükemmel bir kişilik olan Hristo Usta’nın yanında çalıştığım için şanslı ve mutluyum” diyor.
Çocuk yaşta Rum Ustasından öğrendiği mesleğini sürdüren demirci ustası İbrahim Çelik ilerlemiş yaşına ve emekliliğine rağmen her sabah atölyesinin yolunu tutuyor. 67 yaşındaki Çelik, Büyükada Arabacılar Meydanı, Gündüz Bey Sokak’taki dükkanında ilk günkü heyecanla işinin başına geçiyor. Çelik sipariş üzerine ürün imal ediyor, bakım, onarımı ve kaynak tamir işleri yapıyor. Son zamanlarda pencere ve kapı siparişi de alan Çelik, atölyedeki iş makinelerini, araç gereçleri işaret ederek, “Şu duvarda gördüğünüz anahtarlar, menteşeler en az 60, 70 yıllık. Bakımını yaparak, işleyerek, kullanarak bugünlere taşıdık demirden bu araç gereçleri. Ustamın emanetlerini her zaman koruyacak ve yaşatacağım. ” diyor.
ÇANKIRI’DAN BÜYÜKADA’YA GÖÇ…
İbrahim Çelik 1956 Çankırı doğumlu. 12 yaşında Büyükada ile tanışması çalışma yaşamının da başlangıcı oldu. Çelik işe giriş öyküsünü şöyle anlatıyor:
“Babam Hasan Çelik, Çankırı’da iş bulmak zor olduğu için, 1960’ların ortasında gurbet yollarına düştü, ‘taşı toprağı altın’ olan İstanbul’a geldi. İlk zamanlar ufak tefek işlere girdi çıktı, daha sonra Büyükada Sanatoryumu’nda kuyu ustası olarak çalışmaya başladı. Genellikle insanlar Heybeliada Sanatoryumu’nu bilirler ama Büyükada’da da zamanında sanatoryum vardı. Şimdiki Mavi Kulüp’ün yerindeydi.
Babam 1967’de annem Seher’i ve bizleri de Büyükada’ya getirdi. Beşkardeşiz ve hepimiz de erkeğiz. Çok yoksulduk. Babam, eski bir Rum evinin boya badanasını yaptı ve orada yaşamaya başladık. Sonra, evi bize tahsil ettiler, hatta şimdi büyük ağabeyim halen orada kalıyor. Buraya yoksul gelsek de hepimiz çalıştık, ekmeğimizi kazandık ve bugünlere geldik. Emekli olsam da çalışmaya devam ediyorum. Eşim Nurcan ev hanımı. İki oğlum var, ikisi de farklı işlerde çalışıyor.”
“HRİSTO VİGLİ’NİN YANINDA ÇALIŞTIĞIM İÇİN ŞANSLIYIM”
Çelik, Rum demirci ustasının yanında çalıştığı için şanslı olduğunu söylüyor:
“Okumayı çok isterdim ama imkânımız olmadı. Köyde ilkokulu bitirdik ancak burada devam edemedik. Ufak yaşta hepimiz bir işe girdik. Benim şansım da bir demirci ustasının yanına girmek oldu. Ustam Rum’du. İsmi Hiristo Vigli idi. Babamın Rum arkadaşları vardı, onlar aracı oldular Hiristo Usta ile tanışmama ve yanında işe girmeme. Ustanın yanında tek çıraktım. İkimiz dışında kimse yoktu atölyede. Kapı pencere yapıyorduk, inşaatlara çalışıyorduk, kaynak yapıyorduk… İşi her anlamda Ustamdan öğrendim. Onunla çalıştığım için çok şanslı ve mutluyum. Ustam 1980’de Yunanistan’a gidince burayı bana bıraktı. 12 yaşında girdiğim bu atölyeye 67 yaşımda devam ediyorum.”
“HRİSTO USTA ZİYARETE GELİYOR”
Yunanistan’da yaşayan 83 yaşındaki Hristo Vigli’nin yazları Ada’ya geldiğini söyleyen Çelik, bu ziyaretten duyduğu memnuniyeti sözlerle anlatıyor:
“Hristo Usta’nın ilk eşinden iki çocuğu oldu, eşini kaybedince ikinci evliliğini yaptı, ondan da bir çocuğu oldu. 1980’de Yunanistan’a taşındılar hep birlikte. Her gelişinde atölyeye de gelir ve her defasında çok hüzünlenir. Daima geçmişi, o güzel zamanları anarız. Benden önceki dönemleri de anlatır, kendi ustasını. O’da demirciliği bir Rum ustasından almış. Adalı İstamat’tan. Rumlar çok yeteneklidir, bilirsiniz. Yetenekli oldukları kadar cömert ve insanlar.”
Haftanın 6 günü atölyesinde ter döken İbrahim Çelik, gücüm yettiği kadar çalışacak, bu atölyeyi ayakta tutacağım, diyor.