Coğrafi Durumu
Adalar, İstanbul’un doğal zenginliğini pekiştiren jeolojik oluşumlardır. Jeolojik ve topografik yapı bakımından dördüncü zaman başlarında bir çöküntü ile KOCAELİ YARIMADASI’ndan ayrılmış kara parçaları olduğu kabul edilmektedir. Adalar, dünyamızın oluşumu sırasında, Trakya /Kocaeli penepleninin yer yer alçalıp yükselmesi, bilhassa Boğazların açılıp, güney bölümünün deniz sularının altında kalması sonucu, bu peneplenin sular üzerinde kalmış parçalarıdır.
Doğa, eşsiz güzellikte yarattığı İstanbul tablosunu en son ADALAR’ı renklendirerek noktalamıştır.”Constantinople” adlı eserinde adaların oluşumunu anlatan Thomas Allom; bunu, doğanın çırpınmasıyla açıklar. Adalar, İstanbul’un güney-doğusunda guruplanmış olarak bir gerdanlık görünümünde sıralanmaktadırlar.
Adaları, coğrafi dağılımları bakımından merkezi ve çevresel olmak üzere iki grupta toplamak mümkündür. Büyükada, Heybeliada, Burgazadası ve Kaşıkadası merkezi grubu oluştururlar. Kınalıada, sedefadası, Tavşanadası, Yassıada ve Sivriada’dan oluşan ikinci grup, ilk grupta yer alan adaları çepeçevre kuşatır.
Adalar’ın tamamı,16 Km2yüzölçüme sahip olup, bunun yaklaşık 542 hektarı binalarla kaplıdır. Diğer kısımlar genelde ormanlık, makilik ve kayalıktır. Adalar’ın kuşbakışı görünümleri sadedir. Kıyılar, genellikle girintisi çıkıntısı fazla olmayan eğriler çizer. Koylar fazla içerlek değildir.
Büyükada, düztaban bir ayak izini andırır. Heybeliada, geriye doğru bakan bir serçenin profiline benzer. Burgazadası ve Kınalıada dairesel görünümlüdür. Boyu en uzun ada, Büyükada (5200 metre), eni en geniş ada ise Heybeliada (2000 metre) dır.